Ülkemizde her gencin en az bir kere bir merkezi sınavda başarı göstermesi bekleniyor. Sınav sistemi ve soru tarzlarının yıllar içinde değişmesi, zorlaşması tartışmalara neden oluyor.
Özellikle son yıllarda LGS soru tiplerindeki değişikliklerle beraber yorucu, zorlayıcı sorular birçok aileyi de genci de sınav başarısı konusunda endişeye yöneltiyor. Okulda akademik başarısı yüksek olan çocuklar testlerde beklenenden daha düşük başarı gösterebiliyor. Böyle bir durum ortaya çıktığında aileler bunu genelde sınav stresi ya da korkusu ile ilişkilendiriyor.
Ancak her zaman durum sınav stresinden kaynaklanmayabiliyor.
Düşünme biçimi testlerdeki başarıyı etkiliyor.
Soru çözümleri düşünerek yapılan değerlendirmelerle bir sonuca gittiği için çocuğunuzun düşünme şekli çözüm üzerinde de oldukça etkili oluyor.
Düşünme Biçimleri Arasında Nasıl Bir Fark Var?
İnsan zihninin iki temel düşünme biçiminden etkilendiğini söylemek mümkün. Bu düşünme biçimi aynı zamanda öğrenmeyi ve öğrenmeden çıkan sonucu da etkiliyor.
Öğrenirken yöneltilen sorulara göre düşünme gerçekleşir. Bu da öğrenme tarzını ve genel olarak düşünme biçimini ve hatta uç noktalarda zihnin sınırlarını belirler.
Mesela, bir öğretmenin sınıfta “Ayakkabıları beyaz olan kimler var?” sorusunun peşinden yapılacak sorgulamada zihin daha farklı bir temel üzerinde hareket eder.
Şayet aynı öğretmen “Sınıfımızda beyaz olan neler olabilir?” sorusunu sorarsa öğrencilerin sorgulama biçimleri daha farklı çalışacaktır.
İlkinde öğrenci kısıtlı, daraltılmış bir çevrede sadece sınıf arkadaşlarının ayakkabı renklerini sorgulayacaktır. Zihin daha dar bir çerçeve içinde çalışacaktır.
İkinci de ise öğrenci tüm sınıftaki arkadaşlarını, cansız nesneleri ve arkadaşlarına ait eşyaları sınıfın duvarları, çerçeveleri dahil her bir ayrıntısı üzerine düşünecek ve daha geniş bir sorgulama yapacaktır. Bu da zihnin sınırlarının genişlemesini ve sorgulama becerisini arttıracaktır.
Bu iki yaklaşımdan sadece ayakkabısı beyaz olanların sorulması ile elde edilen öğrenme biçimine yakınsak düşünme, beyaz olan tüm nesneleri sorgulatan öğrenme biçiminden ortaya çıkan düşünce tarzına ıraksak düşünme deniliyor.
Iraksak düşünme tarzı hayal gücü ve yaratıcı potansiyelin ortaya çıkmasına elverişliyken yakınsak düşünme tarzı daha kısıtlı bir çerçevede sorgulamaya ve yoruma kapalı bir zihin yapısı yaratıyor.
Testlerde öğrencilerden beklenen daha çok yakınsak düşünme tarzıyla bir sonuca ulaşılmasıdır. Bu aynı zamanda ezberci eğitim olarak da yorumlanıyor.
Bu demek oluyor ki, çocuğunuz sorgulayan ve araştırma projelerine, yorumlamaya önem veren bir okulda eğitim alıyorsa test başarısının düşük olmasının ihtimali bu olabilir. Gerçekte bu tür bir eğitim çocukların yaratıcı ve lider özelliklerini açığa çıkarma ihtimali daha çoktur. Bu anlamda özgün olma potansiyeli taşıyan çocuklar için ideal eğitim yaklaşımlarındandır.
Diğer yandan yakınsak düşünme üzerine odaklı olan eğitim yorumdan çok bilgi ile ilgilidir. Açıkça tanımlanmış bir duruma en iyi ve en doğru cevabın verilmesini hedefler. Hız, doğruluk, mantık becerilerine odaklanır. Bilgi biriktirmek ve tekrar edebilmek önemlidir. Yakınsak öğrenmenin temel özelliklerinden birisi tek bir cevaba yönlendirmesi ve belirsizliğe yer vermemesidir.
Sizin de fark ettiğiniz üzere test çözerken yakınsak düşünme biçimi daha çok kullanılır.
Bu nedenle çocuğunuzun test başarısı düşük ama genel olarak akademik başarısı yüksekse yakınsak düşünme biçiminin bazı yönlerinin gelişmesi test başarısını da yükseltebilir.
Comments