top of page

BİTEN EVLİLİĞİN ARDINDAN: YENİ BİR İLİŞKİYE BAŞLAYAMIYORUM

Uzun soluklu bir ilişki ya da biten bir evlilik ardından…

Yeni bir sevgiliye cesaret edememek çözülemeyecek bir sorun değil.

Ayrılığın ardından bir süre geri çekilmek, yalnızlığı deneyimlemek, demlenmek, derin köşelerini tanımak, anlamak için zamana ihtiyaç oluyor. Zamanla acı geçiyor, acı geçince geriye kalanlar bazen muamma.

Yeniden gerçek bir ilişki için yeni adayla karşılaşma beklentisi doğuyor!

Ama çoğu insan bir süre boyunca düzgün, sağlıklı bir partnerle karşılaşamıyor.

Kiminle tanışılsa ilişki başlayacak gibi oluyor, sonra bağ kopuyor. Oysa yeni bir ilişki için taze, hafif bir duygu dünyası yaratmak mümkün.

Yeni bir sevgiliye neden cesaret edilemiyor?


Ayrılıktan Sonra Yeni İlişki: Heybedeki Korkular


birbirine bakmayan yüzlerini başka yöne dönmüş öfkeli ve gergin 60 yaş civarı bir çift muhtemel bir tartışma sonrası görüntüsü
Biten bir evlilik ya da uzun süreli ilişki ardından yeniye adım atmak zorlu olabilir.

Birçok insan için biten bir ilişkinin ardından hem duygusal hem toplumsal birikimler oluyor, kişiler çoğu zaman bunun farkında olmuyor.


İlişkinin başlayamamasını ya da başlayan ilişkilerin sürmemesini genelde karşı tarafın davranış ve yaklaşımına bağlıyor. Oysa, yakın duygusal ilişkilerde karşılaştıkları davranış ve tutumlar daha çok kişinin kendi iç dünyasının yansımasıdır.


Belki de sizin hiç ilişkiniz başlamıyor, bunun nedenini bulmakta zorluk çekiyorsunuz. Duygusal hayatınızda bazı boşluklar hissediyor ve bunları doldurmakta zorlanıyor musunuz?




Bu konuyu birden çok yönüyle ele almak gerekiyor, ancak bu yazı içinde sizde birikmiş ve farkında olmadığınız korkulara farkındalık kazandırmak amacındayım.


Biten bir ilişki çoğu zaman umutların, beklentilerin ve taleplerin karşılık bulmadığı bir çıkmaz sokaktan dönüştür aslında. Ama, bizler bu dönüş sırasında acının, hayal kırıklığının üzerini önce öfke ile örtüyoruz. Bu o sırada koruyucu bir etki yaratıyor, sokağın ortasına döşenmiş zihin karartmış taşlara bakmak, yürekte onların acısını yaşamaya zaman yok o anlarda, o an tek uğraş hızla sokaktan dışarı çıkmak oluyor.


Bu oldukça sağlıklı bir yaklaşım. Öfke hız veriyor, çabuk uzaklaşmayı sağlıyor.

Belli bir mesafeden sonra öfkeyi bırakıp kırgınlık, incinme gibi olumsuz duygulara bakmak gerekiyor. Bu kısım biraz sıkıcı geliyor. Bu kısım atlanınca yara iyileşmiyor, yara sadece kabuk tutuyor.

O kabuğun adı korku…

yeni ilişkiye başlama korkuları ile ilgili korkuların maddeler olarak küçük grafik tasarımlarla yazılmış infografik
İlişkiye başlama ile ilgili korkulardan bir kaçına toplu bakış.

Uzaktan Sevmek: Yakınlaşma ve Bağ Kurma Korkusu

Bir ilişkiye başlamayı çok isteyen kişilerin en yaygın yaşadığı durumlardan birisidir. Genelde ilişki için ciddi özlem duyar ve bu konuda cesur adımlar atmaya isteklidir, ancak bir türlü aradığı o kişiyi bulamaz.

Buldukları ya ona uygun değildir ya da geçici ilişki yaşamayı yaşam tarzı haline getirmiş kişilerdir.

Bu tür durumlarla karşılaşan insanlar genelde yeniden yakın bir bağ kurmaktan korkuyorlar. Yakınlaşmak, kendini açmak ve bağlanmak korkutucu. Daha önceki gibi bitebilir ve yakınlığın yerine kırgınlık, açılan ve birleşen duyguların yerine yalnızlık gelebilir.

bir kadın bir erkek eli yanyana duruyor. ellerin üzerine kırmızı çarpı işareti yapılmış. alyansları var. evli ama birleşmemiş çifti ifade ediyor
Yakınlaşma korkusu olan kişiler tam bir duygusal bağlanma yaşayamaz.

Biten İlişki Yeni Bir İlişkiye Yük Olur Mu?

Yeni bir kişiyle yakınlaşmak aynı zamanda geçmişin paylaşılmasının da önünü açıyor. Önceki ilişki seçimleri, yaşananlar yeni ilişki içinde nasıl yorumlanacak etkili olabiliyor.

Aslında burada korkulan daha çok toplumsal kurallarla kişilerde oluşan inançlar, beklentiler.

Ne yazık ki, çoğu hiç takmıyor gibi duruş sergilese de, kadınlar birden çok erkekle ilişki kurduklarında yaftalanmaktan ve damgalanmaktan korkuyorlar. Bu cinsiyet bağlamında ortaya çıkabilecek en hafif korkulardan.

Bu noktada sorun olan yaşanılan ilişki değil, toplumun kadına ve yaşadığı ilişkiye yönelik düşünceleri oluyor.

Kadınlar kendi cinsel özgürlük ve yakınlık arayışlarının ihtiyaçlarının farkında olmaları, bunu normal bulmaları çevre insanlardan onlara yöneltilecek davranışları belirlemekte gerçek bir çözüm yaratmıyor.

Toplumsal inançların erkeklere yansıttığı dayatmalar, beklentiler daha farklı oluyor. Biten ilişkisinde aldatıldıysa toplumsal yargıların etkisiyle güçsüz, yetersiz bulunma korkusunu yaşayabiliyor.

Çocuk sahibi olamayan ve ilişkisi bu yüzden bitmiş olan bir erkek kendisinin güçsüz ve yetersiz olduğuna inanabiliyor. Ya da bu korkuyla yeni bir ilişkiye adım atmakta çekinebiliyor.

Bazı kişisel yaklaşımların bilinmesi de tedirgin edici oluyor. Partneriyle arasındaki ilişkiye önem veren, o bağı sürdürmek isterken üzücü bir ayrılık deneyimi yaşamış olan kişiler sosyal çevrelerinde yeniden benzer süreçlerle var olmak istemiyor.


aynaların arasında yalnız ve siyah giyinmiş endişeli bir kadın. kasvetli ve depresif duygular yaratan bir fotoğraf
Biten bir ilişkinin yeniyi olumsuz etkileyebileceğine dair korkan insanlar genelde olası partneri çok ince ve ayrıntılı değerlendirir.

Çok Sevmek Beni Yeni Bir İlişkide Üzer Mi?

İlişkiden bahsedince sevgiyi konu etmemek mümkün değil. Çok sevmem, aşırı sevmek ya da kararında sevmek. En iyi ve en güzel ilişkiler kararında sevgi diyebileceğimiz sağlıklı sevgi sınırları içinde yaşanabiliyor.

Uzun ve sancılı ilişkilerde sağlıklı sevgi sınırları pek kalmıyor.

Birçok insan bazen ilişki içerisinde kaybetme korkusu ya da ilişkiyi yürütme zorunluluğu içinde kendi yaşam görüşüne uymayan davranış kalıplarını seçebiliyor.

Bir önceki ilişkinin yürütülmesi için kişi kendinden aşırı ödün verdiyse, fedakârlık boyutları kendi yaşam sınırlarını aştıysa yeniden benzer bir döngünün içine girmekten çekiniyor.

Bunu en güzel kıskançlıkta görebiliriz.

Sevgilisini kıskanan bir partner, ilişkide olduğu kişinin diğerleriyle kurduğu ilişkiye, sosyalleşme şekline, giyim tarzına müdahale edebiliyor.

Diyelim, bir kadın partnerini aşırı kıskanıyorsa, telefonlarını kurcalayıp ailesiyle ilişkisine müdahale edebiliyor. Bu ilişkilerinde sağlıklı bir sınır olmadığını gösteriyor.

Bu erkek açısından aile ilişkilerinde gerginlik, tartışmaya sebep olduysa yeni bir ilişki için daha çekingen kalabiliyor. Diğer ilişkilerinde problem yaşayan bu ilişkinin ardından güvenebileceği bir bağlanma ile ilişkisi olabileceğine inanmıyor. Onun için ilişkinin olmaması daha fazla özel hayat sınırı daha sağlıklı aile ilişkileri anlamına gelmiş olabilir.

Bu tür durumlar maalesef tek bir korkuya neden olmuyor. İlişki nedeniyle özel hayatın ihlal edilmesi, yakın bağların bozulması, sosyal çevresine müdahale edilmesi gibi başka korkuları da tetikleyebiliyor.

bir kadın bir erkek eli, eller iple birbirine bağlanmış, ikisi parmakların arasında bir kalp tutuyorlar. çifte mavi renkli giysiler giydirilmiş. böylece kırmızı kap önce çıkıyor.
Aşırı fedakarlık yapmadan da sevilip değerli hissetmek mümkün.


Ayrılıktan Sonra Yeni İlişki ve Değersizleşme Korkusu

Biten ilişkinizden önceki siz ile ilişki sonrası sizi düşünürken beni mahvetti, önceden ne kadar değerli bulurdum kendimi, şimdi ise kendime güvenim kalmadı, derken buluyor musunuz?

Bir önceki ilişkinin içerisinde duygusal olarak çok yıpranmış olanlar için ciddi bir risklerden birisi kendini değersiz ve layık görmeme duygusu.

Uzun süre sevilmediği, ilgilenilmediği ve özen gösterilmediğini düşündüğü, hissettiği bir ilişkiye katlanmaya mecbur olmuş iseniz ilişkinizin değerinizi alıp götürdüğü fikrinde olmanız anlaşılabilir.

Bu duygu ve düşünceler aynı zamanda yeni ilişkide de benzer riskler olacağından korkmanıza neden oluyor olabilir.

Bu korkuların hiçbiri zihinlerde “Benim değersizleşme korkum var” diye belirmiyor.

Siz de kendinizi bir ilişkinin nasıl olması gerektiği hakkında konuşurken “Fazla yüz vermeyeceksin.”, “Önce kendi hayatın gelir.”, “Sevdiğini göstermeyeceksin.” Gibi sözler sarf ederken buluyor musunuz?

Daha ortada bir ilişki, yakınlaşılan bir insan yokken hem ilişkiye hem olası partnere davranışlara kural koyan bu yaklaşım aslında savunma kalkanlarının açık olduğunu gösteriyor.

Bir önceki ilişkide beliren değersizlik durumunun kendi sevgi ve ilgisinden kaynaklandığını düşünen, öz benliğini suçlamaya odaklı bu kişi aslında hem kendi sevme potansiyelini hem karşıdan görebileceği ilgi ile ilgili farkında olmadan sağlıksız bir duvar örüyor.

bordo arka plan var. elleriyle yüzünü kapatmış bir kadın illüstrasyonu
Kendi değerini korumak için duygularını göstermeme sık görülen bir savunma mekanizmasıdır.


En Hatalı Yargı: İnsanların Hepsi Aynı!

İlişkilerde aşırı özensiz, değersiz ve düşüncesiz davranılan insanlar genel olarak başka ilişkilerinde de benzer davranışlara maruz kalır.

Hatta bu durumu deneyimleyen bir kişi aile ve sosyal çevrede yaşadığı kırıcı bu duyguları aşabilmenin yolunu sevgili ya da evlilik ile aşabileceğini düşünerek bir önceki ilişkisine başlamış olabilir.

Bu tür olumsuz duygular kurtuluş umuduyla başlanan ilişkilerde daha çok ortaya çıkıyor. Böylesi ilişkilerin ardından ise yeni bir ilişkide benzer döngülerin tekrarı ile ilgili korkutucu düşüncelerin olması normalleşiyor. Burada durum daha çok kişinin benlik algısı, öz saygısı ile ilgilidir.

Mutsuzluğu ve değersizliği ilişkinin kendisinde de ortaya çıkmasından korku duyulan zamanlar oluyor.


yanyana yerleştirilmiş, birbirine bakan profilden iki insan yüzü. birbirlerinin zihinlerindeki yerleri bakılan kişinin rengi olarak simetrik ve aynı miktarda yerleştirilmiş. ying yang gibi karşılıklı düşünceyi temsil ediyor
Hiç kimse bir diğerinin aynısı değildir ve tamamen farklı değildir.

Ayrılıktan Sonra Yeni İlişki Mi? Bekarlık Mutluluk Mu?

Birkaç ilişki denemesinden sonra mutluluğu ve duygusal doyumu beklentisine uygun yaşayamayan kişiler ise sorunu hangi partner olursa olsun, hangi kişilik tipi olursa olsun ilişkinin mutluluk getirmediği sonucuna varabiliyorlar.

Böylece, yeni bir partner seçiminde de ilişkide yine mutlu olamayacaklarına inanıyorlar.

Kendi doğalarının ilişki tatminine açık olmadığın, tek ve bir başına olmanın kişisel olarak güçlerini arttırdığına dair bile inanç geliştirebiliyorlar.

Bu inançların hepsi aslında ilişkiden alınacak olan duygusal tatmin, destek hissinin yeterli olmayacağı korkusundan kaynaklanıyor. Bazı insanlar ilişkiden gelen desteği algılamak, hissetmekte bazı sorunlar yaşayabiliyor. Bu üzerinde durulup destekle aşılabilecek bir durum.

salonda bir çift ve onları gıpta ile izleyen bir kadın. yaş ortalaması 30-40 arası
Bekar kalma isteği bazı insanlar için yeni ilişkiye başlama korkusu ile ilgili olabilir.

Beni Benden Tanıma: Duygularını İfade Etme Korkusu

Platonik aşkları hatırlıyor musunuz? Bu konuda bir sürü film, roman vardır. Aynı zamanda gerçek hayatta çevrenizde aylarca, belki yıllarca platonik aşk yaşayıp ilişki başlatmayan insanlar olmuştur.

Nedir onları adım atmaktan uzak tutan?

Hiç düşündünüz mü?

Duyguları göstermek, açığa vurmak ve reddedilmek… Bazı insanlar için yakınlaşma riskini almaktan çok daha fazla acı ve ızdırap yaşatır.

Öyle bir korku taşıyorlardır ki, ilişkinin olup olmayacağı konusunda netlik yaşamak yerine “seni uzaktan sevmek, sevmelerin en güzeli” şarkısını tekrar eder dururlar.

Siz hiç böyle bir ilişkisiz ilişki yaşadınız mı?

Daha önce duygusal reddedilme yaşamış, duygularını ifade ettiğinde küçümsenmiş, alaya alınmış ya da görmezden gelinmiş olan bireyler ilişki için adım atmaktan çekinirler.

Bazen daha önce ilişkisi olmuş, belki evlenip boşanmış olan kişilerde duygularını açmaktan çekinip korkabiliyorlar. Uzun süre boyunca hiç kimseyle duygusal yakınlık kurmamış ve eşine/partnerine güvenerek duygularını ifade etmiş olan ve sonrasında ilişkisini kaybetmiş olan kişiler yeniden duygularını açma, içsel benliğini gösterme konusunda korku dolu olabilirler.

Bazen mesele bunların hiç birisi değildir.


karşı tarafla konuşmak istemediğini gülümseyerek ve ellerini yüzünün önünde çaprazlayarak gösteren bir kadın. 30 yaş civarı, normal ışıklı bir oda köşesi
Duygularını ifade etmekten çekinme değiştirilebilir bir durumdur.

Karar Mekanizmam İlişki Seçimi Mi Etkiliyor Mu?

Kararsızlık. Zihin karışıklığı, aslında bir bakıma öze güvende duyulan şüphe, benliğine duyulan saygıda limit ve dış fikir ve düşüncelere çok açık olma…

Bugüne kadar yapmış olduğu seçimlerde sürekli eleştirilmiş, yargılanmış ve yaftalanmış olan bireyler ne kadar da dik durmaya çalışsalar bir noktada kendileri ile ilgili şüpheye düşebiliyorlar.

Bu şüphe yeni bir hayat değişikliği ile ilgili karar alırken de etkili oluyor. Zihin karışıyor ve doğru seçimi yapamama korkusu ortaya çıkıyor.

Sizin çevrenizde sürekli başkalarına akıl danışan ya da her yapacağı şeyle ilgili fikrinizi almaya çalışan birileri var mı? Bu tür yaklaşımlar aslında kendi karar mekanizmasına güvenemeyen insanların çevreden yardım alma isteğidir.

Benzer bir durumu siz yaşıyorsanız kendi kararlarınızı almaya engel olan düşünceleriniz ve yaşam deneyimlerinizle ilgili farkındalık geliştirdiğiniz de güçlü, bağımsız kararlar almanız daha rahat olacaktır.

Bazen de kararlara güvensizlik ortaya çıkar.


kafa karışıklığını gösteren bir illüstrasyon. sarı renk fon var. önünde kırmızı çizgili tşört giymiş bir insan göğüs altına kadar bedeni görünüyor. kafasının olduğu yerde siyah kalın ve ince çizgilerle karmaşık çizgilerden oluşan bir kafa bölgesi çizilmiş.
Yeni ilişkiye başlamdan önce aşırı düşünmek karar vermeyi zorlaştırır.

Hatalı Olmak: Bu İlişkiyi Hiç Yaşamamalıydım

Bir önceki ilişki deneyiminden pişmanlık duyulduğunda ortaya çıkan bu durum yeni bir ilişki içinde hatalı ve zarar verici karar alma korkusunu ortaya çıkarıyor.

Sizin de fark edeceğiniz gibi, aslında şimdiye bağlı olmayan bu durum önceki ilişkinin etkisinden kaynaklı gibi duruyor.

Oysa, bir önceki ilişkiye başlangıçta da alınan karar yanlış değildi. Bunu o zamanın koşulları, kişilik yapısı, yaşam beklentisi ve ilişki arayışı belirlemişti. Ancak o dönemle barışmamış olmak bugünkü kararları etkiliyor.

Çoğu ilişki geçmişte yaşanmış ve bitmiştir. Devam eden duygusal tortular, kırgınlıklardır. Bugün hayatlarımızda gerçek olan sürmeyen ilişkiler sadece duygusal ağırlıklarıyla tamamlanmayı bekliyorlar.


beyaz tşörtlü, elini uzağı görmek ister gibi kaşlarının üzerinde tutan 35 yaş civarı uzun saçlı ve endişeli yüz ifadesi olan kadın.
Biten ilişki ardından pişmanlıkla kendini suçlamak aslında öfke duygusuna işaret eder.

Ayrılıktan Sonra Yeni İlişkiye Yelken Açma Zamanı!

Yaşanılan sorunlardan sonra biten ilişkilerin ardından korku ve kaygı dolu soruların, düşüncelerin oluşmasını yadırgamamak gerekiyor.

Sizler, yeni bir ilişkiye başlarken olumlu ve olumsuz olarak yaşayabileceklerinizin farkındasınız, daha sağlam daha güvenilir adımlar atmak istemeniz, arada çelişkilere kapılmanız normal.

Bu ve benzeri birçok korku ya da kaygı ile ilgili ne kadar çok farkındalık sağlarsanız yeni ilişkiye başlamanız, doğru partneri ve ilişki tipini seçmeniz o kadar kolaylaşır.

Her zaman hatırlamalı, yaşam deneyimlerle anlamlı ve kolay hale geliyor. Deneyim ve farkındalık arttıkça kolaylıkla seçim yapılabiliyor.

İlişkiye başlamaktan sizi geride tutan korku ve kaygılarınızla ilgili not defteri oluşturabilir, üzerine düşünebilirsiniz.

Bugünden yarına içinizde kocaman çiçekler açabilir.

Tek başınıza bu süreci tamamlamakta zorlanıyorsanız danışmanlık randevusu oluşturmak için denizcan@canakademisi.com adresine mail atabilirsiniz.

 

İlişkilerinizde sağlıklı sınırlar koymanız için pratik bir rehber. Mutlaka izleyin!

 

Yorumlar


bottom of page