top of page

Adım Adım İçsel Benliği Tanıma Yolu

Sakin bir deniz kenarında, güneş batarken belki birkaç yudum içecekle sohbet ederken her şey oldukça sakin, endişesiz ve keyifli olabilir.


Güne bir fincan kahve ile uyanırken ya da demlenmiş bir çayın kokusunda kahvaltı ile güne başlarken her şey neşeli, düzgün ve rahat ilerleyebilir.


Küçük ve kısıtlı bir yaşamın içindeyken az insanla ve daha çok günlük işlerle uğraşırken kendinizle ilgili olan algınız çok olumlu, çok pozitif olabilir.


Bunları hepimiz zaman zaman yaşıyoruz.


Şehir hayatının içine girdiğimizde özellikle de büyükşehir ya da metropolde yaşam sürdürdüğümüzde gün içinde sıkça istemediğimiz duygularla karşılaşabiliyoruz.


Bazen suratsız komşu, bazen ilgisiz öğretmen ve bazen geç gelen sipariş bizi öfkelendirebiliyor.


Bazen sorumluluklara duyarsız kalan eş dost, bazen ortak kararla uyum göstermeyen mahalle, ev ya da iş yeri komşusu yıpratıcı ve yaşam keyfinizi azaltan duyguların ortaya çıkmasına neden olabiliyor.


Ülke olarak yaşadığımız kültürel düşüşü, bir arada olma bilincindeki azalmayı başka bir yazının konusuna bırakalım. Bugün bizde birdenbire ortaya çıkan ve anlamsızca kendimizi, hayatımızı yargılamamıza neden olan bir konuya bir psikoterapi açısından bakalım.

Bazen çok derinlikli ilişkilerin içinde bazen de sıradan ilişkilerde ortaya çıkan olumsuz davranış kalıplarımız hakkında düşünürken yanlış yargılara varabiliyoruz.

Diyelim bir insanla tartıştınız ve kendinizde beğenmediğiniz bir özellik yakaladınız. Başka bir açıdan da bir insanın size olan tavrında incitici, kırılgan bir yan gördünüz ve çok içerlediniz.


Her ikisinde de durmanız gereken ortak bir nokta var:


Bazı kişilik özellikleri bazı durum ve olaylar karşısında ortaya çıkarlar. Ortaya çıkış nedenleri çok karışık öğrenilmiş kazanımlardan gelir. Bu kazanımlar tek bir olumsuz yaşam deneyiminden de kaynaklanabilir, yaşam içinde karşılaşılan ve birbirine benzer olayların etkisi ile de görülebilir.


Her ne şekilde oluşmuş olursa olsun onlar bizim bir yanımızı gösterir ve kişiliğimizin tamamıyla ilgili değildir.


Her bireyin belirgin bir kişiliği olsa da bazen karanlık noktalar olarak algılanan ve ifade edilen yanlarımız tatsız, isteksiz ortamlarda daha çok görünür hale gelir. İnsanların ortak kanısı bu tür özellikleri bir bütün halinde ifade etmektir.


“Kıskancım”, Alınganım”, “Kibarım”, “Sevgi doluyum”, “Yaptığım işi çok iyi yaparım, becerikliyim” gibi başkaları için olduğu gibi kendimiz içinde birçok tanımımız vardır.


Hem aile danışmanı hem psikoterapist olan Richard Schwatz bu konu üzerine derinlemesine çalışan ve elde ettiği perspektifle bir kuram geliştirmiş olan bilim insanı. Ona göre, bu tür eğilim bütün olarak insanlardan görülür ve içindeki farklı yönleriyle karşılaşan bireyler kendi akıl sağlıkları ve ruhsal durumu ile ilgili endişeli olurlar. Hatta çok ileri durumlarda hasta olduklarını dahi düşünebilirler.


Schwartz’a göre insan içinde farklı yanlar vardır ve bu ruh sağlığının olumsuz olduğunu göstermez. Sadece iletişime geçilip görülüp fark edilmesi ve eğitilemiyorsa vedalaşıp uğurlanması gereken yanlardır.


Günümüzde en çok yadırganan duygu üzerinden gidelim: Öfke.


Bir insanı bir konuda öfkeli gördüğümüzde onun öfkeli olduğuna dair genel bir kanı eğilimi oluşturmaya gideriz. Oysa, insanların hormonal bir bozukluğu yoksa bazı davranış ve ilişki biçimleri içinde öfkelenirler. Bir insanı bir konuda öfkeli gördüğümüzde onun her alanda öfkeli ve kötü ilişkiler kurduğuna dair olan düşüncemiz son derece yanıltıcı ve gerçekten uzaktır.


Böyle bir perspektif içine girdiğimizde hem kendimizi tanımamız zorlaşır hem karşımızdaki insanla olan ilişkimizi kısıtlayan limitleyen bir yaklaşım içine gireriz.


Oysa normal koşullarda, sağlıklı bir insan yapısı trafikte bir şoföre öfkeli olan yanındakine de öfkeli değildir.


Kendisine yapılan bir haksızlığa öfkelenen çevresindeki diğer insanlara öfkeli değildir.


Onun öfkeli olan yanı ona rahatsızlık veren tavır, düşünce ve tavırlarla ilgilidir.


Bu kendiniz içinde böyledir. Kendinize en basit haliyle şunu söyleyebilirsiniz “Bu yanım trafikte kötü araba kullananlara öfkeli”. Bir başkası için “O trafikte kötü araba kullananlara öfkeleniyor”


Bir avukat davasını kazanmak için mahkeme salonunda hınca hınç sert bir üslup ve ısrarcı bir tavır içinde olabilir. Bu avukatın her zaman aşırı sert ve ısrarcı olduğu anlamına gelmez.


Bir doktor hastasının iyileşmesi ve tedavi sürecini kolaylaştırmak için ona çok duyarlı, çok şefkatli yaklaşabilir. Bu onun karakter olarak çok şefkatli, çok duyarlı olduğu anlamına gelmez.


Kendiniz içinde farklı yönler vardır. Uzak mesafeden eş dost ile kurduğunuz ilişkilerde sakin olmanız, neşeli ve sevecen olmanız yakın ilişkilerinizde de bu özelliğinizi gösterebildiğiniz anlamına gelmez.



Aile içinde çok sevimli, çok cana yakın olmanız sosyal hayatta çok sevimli, çok cana yakın olmanız gerektiği anlamına gelmez. Aile içinde içinizdeki sevgiyi, güzelliği ortaya çıkaran ilişkiler var ise o yanınız o ilişkilerde ortaya çıkar, aile üyelerine karşı duygularınız sevgi, samimiyet ve yakınlık içeriyorsa aile içi ilişkilerde sevimli, cana yakın olan yanınız ortaya çıkabilir.


Bir yanı ortaya çıkaran etkiler genelde hem içten hem dıştan gelen özelliklerdir. Bu yanlarınızı ya da insanların yanlarını genellemeye gitmeden önce onların bazı durumlarda bazı koşullarda ortaya çıktığının farkında olmak kendinizi sevmek, barışmak ve tanımak için atılmış güzel bir adımdır.



Bunun daha farklı bir yaklaşımı ise insanlara yönelik geliştirilen düşünce ve duygularda saklıdır. “O beni çok sinir ediyor”, “O beni öfkelendiriyor” bu yaklaşımlar kendinizi görmediğiniz anlamına gelir. Doğru olan “O benim öfkeli yanımı harekete geçiriyor” ve devamında “Ben onda neye öfkeliyim?” sorusu gelir ama önce öfkeli olan bir yanınız olduğunun farkında olmak ve bu yanın sizin bütün benliğiniz değil. Bunun farkında olmak gerekiyor.


Ve sırası gelince içinizdeki o yanın konuşmasına, anlatmasına izin vermek gerekiyor. Bu tür durumlarda bir yan uzun süre susturulduğu için üzerinde epeyce duygu ve olay birikmiştir. Bu konuşmaları da bir profesyonelin ve dış gözlemcinin yardımı ile yapmak gerekir.


Böyle olunca o yan biraz sakinleşiyor ve mutluluğa neşeye yer açılıyor.


Okumak İsteyebilirsiniz:

Kendini Sevmek: Bütünsel Sağlığa Odaklanabilmek


Ücretsiz abone olarak bireysel, ilişki, çift ve aile danışmanlığı konusunda yayınlanan her yazı için kısa bir mail alabilirsiniz.


Deniz Can kimdir?


Sitede yayınlanan yazıların yazarı.


Bireysel & İlişki & Aile Danışmanı.


Uzman Sosyolog.




Yayınlarımı dinleyebileceğiniz platformlar:





YASAL UYARI: Sayfada yer alan sağlık ile ilgili bilgiler yalnızca eğitim amaçlıdır ve bir sağlık uzmanı tarafından uygulanan tıbbi tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır. Bilgilerin okuyucunun durumuna uygunluğunu belirlemek için mutlaka uzmana danışılmalıdır. Bu sitede yer alan yazıların tümü bana ait olup telif hakkı yasası ile korunmaktadır.




bottom of page