top of page

Aile İçinde Sevgiyi Almak ve Vermek

Son iki yıldır en çok zaman geçirdiğimiz insanlar aile üyelerimizden oluşuyor. Pandeminin başlarındaki eve kapanmalarımız ile, hepimiz aslında yakın ilişkilerimizden ne kadar uzak ve dışa dönük bir hayat yaşadığımızı fark ederek başladık.

İlk önce, o çok sevdiğimiz ve hayatımızın parçası sandığımız insanlara tahammül etmeyi öğrendik ve sonra çoğumuz onları olduğu gibi kabul etmenin yollarını aradı.



Tüm bunların yarattığı problemlerle karşılaşan insan sayısı azımsanamayacak durumda.


Son iki yıldır artan boşanmalar, aile içi şiddet rakamları, ergen problemlerinin artması bize bu dönemi çok da anlamlı ve değerli kılamadığımızı gösteriyor.


Bu istatistik verilerindeki artışın aslında bize gösterdiği en büyük öğreti sevgi ve saygı konusunda gelişmemiz gerekiyor, bu özellikle de yakın ilişkiler içinde büyütmemiz gereken bir değer olarak karşımıza çıkıyor.


Bunu yapabilmek bize zarar vermekten çok kendi bireysel kimliğimizi de daha iyi anlayabilmek ve duygusal durumumuzu da dengede tutmak için şans verir.


Peki, aile içindeki bu çatışmaların hepsi sevgi eksikliğinden mi kaynaklanıyor?


Yani, başka bir açıdan soruyu sorarsak, kişiler birbirini sevmedikleri için mi tartışıyorlar, çatışıyorlar ve ayrılık kararı alıyor, dışlanmışlık hissi yaşıyor? Yoksa, sevgilerinin anlaşılmıyor ve sevgiyi hissedememeleri buna neden olabiliyor olabilir mi?


Aslında aile terapistlerinin bu konuyu kurcaladıklarında ortaya çıkan durum işin pek de böyle olmadığını gösteriyor. Aile içi ilişkilerde daha çok sevgi alma ve verme dengesinde, biçiminde ve niteliğinde bir anlaşmazlık durumunun varlığı görülüyor.

Konu aile ve aileye ait ilişkiler olduğunda birebir temasla kurulan ilişkilerin dışında bir durumdan söz ediyoruz. Bu nedenle eş ilişkisini, ebeveyn çocuk ilişkisini, bireysel aile içinde varoluşu ayrı değerlendiririz.


Aile içinde gösterilen davranışlar genel olarak tek bir aile üyesinden daha çoğuna katkı sunmayı hedefler.


Örneğin, bir babanın çocuğuna gösterdiği ilgi tek başına çocuğuna gösterdiği ilgi değildir.


O aynı zamanda annenin kendine ait zamanı olmasına saygı gösteren bir eştir.


O aynı zamanda kardeşiyle iyi ilişki kurması ve anlayışlı olması için çocuğu sevgi ve ilgiyle dolduran bir ebeveyndir.


O aynı zamanda ilgilendiği çocuğun ihtiyaçlarını karşılayan bir ebeveyndir.


Aile aslında sevgiyi dolaylı yollardan almayı öğretir bize, bu bakış açısını geliştirebildiğimizde sevginin, ilginin çokluğunun farkına varabiliriz.




Başka bir örnekte sürekli titizlenerek ev işi yapan bir anneyi alalım. Bu annenin hiç durmadan evi silip süpürmesi, en ufak bir kırıntıda temizlik işine girişmesi kendisinin sevgi sunuş ifadesini gösterir.


Bu davranış her ne kadar bireysel bir temizlik tercihinden kaynaklı diğer aile üyelerinin rahatını kısıtlayan bir davranış gibi görünse de, aslında evin düzenli ve temiz tutulmasını sağlayarak ailenin sağlıklı ve hijyenik bir evde var olmasını sağlayan bir eylem içindedir.


Bu da sevginin dolaylı ifadesi olarak görülebilir.


Anne her ne kadar, bu davranışı yaparken diğer aile üyelerini azarlıyor, kısıtlıyor ya da belli bir yaşam tarzına itiyor gibi görünse de temelde yatan sevgi davranışıdır.


Ve bu anne, otoriter ve denetleyici olmak yerine kendisinin sevgi ve şefkat dolu algılanmasını tercih etme olasılığı yüksektir.


Bu nedenle buradaki annenin davranışından kaynaklı olan rahatsızlığı büyütüp karmaşık bir sorunsal haline getirmeden önce yapılabilecek başka birkaç şey vardır.

Öncelikle bu davranışın annenin sevgisinin bir ürünü olarak ortaya çıktığının farkındalığını her aile üyesinin kazanması giriş aşaması gibi durabilir.


İkinci olarak, anneye davranışının temelinde sevgi sunuş olduğunun anlaşıldığının aktarımı yapılması, aile üyesi olarak anneyi rahatlatacaktır.


Üçüncü olarak, bu davranışla sevgiyi ifade etmek yerine başka hangi yollarla sevgisini ifade edebileceği üzerine fikir araştırması yapmak aileyi ortak değerler üzerinden devam etmesi için olanaklar sunar.


Ve tabii ki, bir annenin yuvasını sevmesinin onun işlerini üstlenmek olduğu zorunluluğundan da çıkarmak diğer aile üyelerinin sorumluluğuna düştüğünün farkında olunması gerekir.


Sizde aile içinde yaşadığınız problemlere bu bakış açısı ile değerlendirmeyi ve bu bakış açısını o problemli alana uygulamayı deneyebilirsiniz.
Okumayı Unutmayın:



İzlemek size iyi gelebilir:



Ücretsiz abone olarak bireysel, ilişki, çift ve aile danışmanlığı konusunda yayınlanan her yazı için kısa bir mail alabilirsiniz.


Deniz Can kimdir?


Sitede yayınlanan yazıların yazarı.


Bireysel & İlişki & Aile Danışmanı.


Uzman Sosyolog.



Deniz Can'ın yayınlarını dinleyebileceğiniz platformlar:






YASAL UYARI: Sayfada yer alan sağlık ile ilgili bilgiler yalnızca eğitim amaçlıdır ve bir sağlık uzmanı tarafından uygulanan tıbbi tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır. Bilgilerin okuyucunun durumuna uygunluğunu belirlemek için mutlaka uzmana danışılmalıdır. Bu sitede yer alan yazıların tümü bana ait olup telif hakkı yasası ile korunmaktadır.


bottom of page