top of page

Çift İlişkilerinde Duygusal Yakınlığı Yakalamak

Çiftler birliktelikleri içerisinde yaşadıkları problemlerle uzun süre boğuşabiliyor. İlişkiyi sürdürme, sorunları çözme isteği birçok bakış açısının ilişkinin içine gelip yerleşmesine neden oluyor.


Sorunlar uzadığında ise birbirini çok seven iki insan, birbirinin kişilik özelliklerini, günlük aktivitelerini, yaşam tercihlerini eleştirmeye başlıyor. Bu ilişkiyi düzeltmek yerine daha da karmaşık hale getirebiliyor.



Böyle bir yaklaşımda bir taraf kabul edilmeyen ve sürekli olarak eleştirilen yönlerini törpülemeye ve değiştirmeye çalışıyor. Diğer taraf ise haklılığın büyülü bozgunculuğuna dalıyor. Ve böylece gittikçe daha da karmaşıklaşan bir süreç başlamış oluyor.


Oysa, çift ilişkilerinde problem bireylerin kendi özelliklerinden çok ilişki kuruş biçimlerinden kaynaklanır. İki kişi bir araya geldiğinde ve bir ilişkiyi yaşamaya başladığında artık kişilik özelliklerinden daha fazlası ortaya çıkıyordur. Bu ise ilişkinin kendisidir.

Her ilişkinin kendi iç dinamikleri ile ortaya çıkan bir yapısı vardır. Bu nedenle her ilişki benzer özellikler gösterse de hiçbiri bir diğerinin aynısı değildir. Aynı kişinin bir başkasıyla kurduğu ilişkide diğerine benzemez. Oysa, günlük ifadeler bizleri bu gerçekten alabildiğine uzaklaştırır. Bunlar daha çok, tüm evliliklerin aynı olduğu, kadınların ve erkeklerin aynı olduğu gibi konuşmalardan beslenir.


İlişkiyi besleyen en önemli ana kaynak ise karşılıklı iletişim içinde yaratılan duygulardır. Bu anlamda iletişim içinde yaklaşım, iletişim sırasında karşı tarafa hissettirilen duygular çok önemlidir.


İlişkilerinizde yaşadığınız problemleri çözmek için birçok yolu deniyor olabilirsiniz. Ve bu problemlerin çözümü için tartışmalar yaşıyor olabilirsiniz.


Bu yaklaşım gittikçe büyüyen bir sorun yumağı yaratıyor olabilir. Bu nedenle daha farklı bir çözüm yolu denemenizi öneriyorum.

Bu çözüm yolu ise teknik olarak “günlük diyalog” olarak adlandırılıyor.

Günlük Diyalog Nedir?



Günlük diyalog çift ilişkinizde aranızdaki bağı, samimiyet duygusunu arttırmaya olanak tanıyan günlük bir aktivitedir.

Aslında oldukça basittir. Her gün yapılması daha rahat ilerlemenizi sağlar.


Her gün on dakika gibi süre boyunca günlük yaşam üzerine konuşmakla ilgilidir.


Bu konuşmaların içeriğinin nasıl olduğu tekniğin işleyişini belirler.


Temelinde eşit sürede iletişim kurma yatar. Bu demektir ki, her bir eş beş dakika anlatırken diğeri beş dakika boyunca dinleyici olacaktır.


Konuşmaların içeriğinin ise o gün yaşanan olaylar olmaktan ziyade eşlerin umutları, korkuları, güvensizlikleri, kızgınlıkları, üzüntüleri ve sevinçlerini içeren duyguları hakkında olmalıdır. Her eşin kendisi ile ilgili iç görülerini ve düşüncelerini de içermelidir.

Burada önemli olan, bu iletişim içerisine diğer eş hakkında şikayetlere ve yakınmalara yer verilmemesidir.


Uygulamaya ilk başladığınızda her eş kendisi için sıradan olan fikirlerini paylaşarak başlar. Bu normal bir süreçtir. Bu iletişim devam ettikçe sohbetlerin derinliği artar. Aslında hedef derinliği arttırabilmek, duyguları paylaşabilmektir.


Anlatan eşin duygularını samimiyetler aktarması kadar dinleyici olan eşinde tavrı çok önemlidir.


Dinleyici Eş Nasıl Yaklaşmalı?



Dinleyici konumundaki eş sessizliğini korur, eşinin duygu ve düşüncelerini açık ve yargısız bir tutum içinde dinlemeye çalışır.


Dinleyici olmak daha pasif bir süreç olarak görünse de aslında oldukça aktif ve dinamik bir durumu işaret eder. Dinlemeyi sadece duymak olarak düşünmezsek gerçek anlamına kavuşturabiliriz.


Bu anlamda dinleyici olan eşin rolü eşinin paylaşmakta olduğu şeyi anlamaya çalışmaktır. Hemfikir olmadığı bir şeyin paylaşılıyor olması dinleyici eşe tartışma veya çatışmaya girmek için davet çıkartabilir.


Burada dinleyici eşin farkında olması gereken temel durum; o anlatıcı eşin söylediklerini kabul etmek zorunda değildir. Farkındalık kazanması gereken durum; kendisininkinden farklı dahi olsa eşinin duygu, düşünce ve bakış açısını olduğu gibi kabul etmektir.

İki kabul arasında çok önemli bir fark vardır. Anlatıcı eşin söylediklerini kabul etmek kendi duygu ve düşüncelerini yok saymaya doğru gidebilir. Daha tartışmacı, müdahaleci kişiler içinse anlatıcı eş karşısında kendi düşünce ve duygularını kabul ettirme gibi bir çaba oluşturabilir.


Dinleyici eş olarak en önemli olan şey, sade ve sakin bir şekilde dinleyebilmektir.


Bu konuşmalar sırasında eleştiriden, saldırganlıktan ya da savunmacı olmaktan kaçınmak gerekir. Bu tarz davranışların hepsi ilişki içindeki sıcak ve yakın iletişime zarar verir. Aynı zamanda bu egzersizin ortaya çıkarmaya çalıştığı yapıcı bağı da zedeler.


İlginizi çekebilecek diğer yazılar:



 

Dinlemek isteyebilirsiniz:


 

Ücretsiz abone olarak bireysel, ilişki, çift ve aile danışmanlığı konusunda yayınlanan her yazı için kısa bir mail alabilirsiniz.


 

Deniz Can kimdir?

Sitede yayınlanan yazıların yazarı.


Bireysel & İlişki & Aile Danışmanı.


Uzman Sosyolog.




Deniz Can'ın yayınlarını dinleyebileceğiniz platformlar:






YASAL UYARI: Sayfada yer alan sağlık ile ilgili bilgiler yalnızca eğitim amaçlıdır ve bir sağlık uzmanı tarafından uygulanan tıbbi tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır. Bilgilerin okuyucunun durumuna uygunluğunu belirlemek için mutlaka uzmana danışılmalıdır. Bu sitede yer alan yazıların tümü bana ait olup telif hakkı yasası ile korunmaktadır.

bottom of page