Yaşamınızda iyi ve güzel bir değişiklik olmasını isterken, dilerken ve belki de bununla ilgili talepte bulunurken iyiliği ve güzelliği kabul etmeye gerçekten açık olup olmadığınızın farkında mısınız?
Psikoterapi alanında terapiye dair yapılan araştırmalar danışanların iyileşmeye ve desteklenmeye kapalı olduğuna vurgu yapıyor. Bu sadece psikoterapi ile ilgili bir durumda değil, yardım etmeye dayalı mesleklerin tamamındaki temel çelişki, insanların kendileri için yararlı olanları yapmamaları, kabul etmemeleri olarak beliriyor.
Başka bir ifadeyle, kişiler hem yardıma ihtiyaç duyuyor hem yardımı kabul etmiyorlar. Genelde kişilerin beklentisi yardım eden her kimse onun bir sihirli değnek ile kişiye ait olan problemi çözümlemesi ve ona iyiliği sunması oluyor.
Oysa, kişilerin kendi iyilik halinden sorumlu olduğunun bilincinde olması, bunu öğrenmesi ve yaşaması çok daha etkili bir yardım şekli.
Bu öğrenme süreci birkaç aşamadan geçen bir süreçtir.
İlk olarak birisi sizin için hem balığı tutar hem pişirir hem servisini yapar. Bu seviyede kişinin kendi problemlerini dahi görme yetisi olmayabilir. Mesela kilolu olabilir, kilo vermesi gerektiğinin anlatılması bunu nasıl yapacağı ne zaman ne yiyerek yapacağına dair bütün kontrolün başkası tarafından yapıldığı bir dönemdir.
İkinci bölümde balık sizin için tutulur, pişirilir bu aşamada servis işi size bırakılır. Bu seviyede kilo vermeniz gerektiğinin farkındasınızdır ama nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuzdur. O zaman bu seviye daha çok bilinçli bir bakış açısının size rehberlik ettiği seviyedir. Rehberliğin ışığında neyi, ne zaman, nasıl yiyeceğinizin kontrolü size aittir.
Üçüncü aşamada balık sizin için tutulur ama pişirilmesi ve servisi size aittir. Bu seviyede birisi size daha çok sorunun nereden kaynaklandığını ve çözüm yolunu anlatır. Çözmek, sonuca ulaştırmak size aittir. Kilo örneğinden devam edelim, size olmanız gereken kilo söylenir ve bunu düzenli beslenme alışkanlığı ile kazanabileceğiniz anlatılır. Bundan sonra düzenli ve sağlıklı beslenmenin nasıl olduğunun farkındalığı ve uygulaması size aittir.
Dördüncü aşamada ise balık tutmayı öğreten bir rehberlik içine girerseniz. Bu seviyeye geldiğinizde bir durum hakkında kendinize dair objektif bir bakış açısı kazanmaya başlamışsınızdır. Kilolu olup olmadığınıza, ne kadar kilo vermeniz gerektiğine dair açık ve net bir bakış açısı kazanıyorsunuzdur ve uygulaması da size aittir.
Teorik olarak aşamalı yardım kaynakları ve alabileceğini yardım budur. Genelde kişilerin gelişmeyi çok istemesi ama yine de bunu sürdürememesinin sebebi uygulama kısmına gelindiğinde yardımı kabul etmeye isteksiz olması oluyor. Kişiler bilseler dahi çoğunlukla sağlıklı beslenmeyi kabul etmiyor, egzersiz yapmayı sıkıcı buluyor, kronik rahatsızlığı olduğu halde reçeteli ilaç kullanmayı istemiyor.
Burada aslında neyi reddettiğiniz ve istemediğinizin farkında mısınız? Önemli olan nokta bu.
Kronik rahatsızlığı olan bir kişi düzenli ilaç kullanmayı zor ve sıkıcı buluyorsa, aslında neyi zor ve sıkıcı buluyordur?
Kilo problemi olan birisi sağlıklı ve düzenli beslenmeyi reddediyorsa aslında neyi reddediyordur?
Daha neşeli, daha aktif ve eğlenceli ilişkiler yaşamak isteyen birisi sürekli dertlerini anlatıyorsa aslında yaşamak istediği nedir?
Tüm bu soruların yanıtlarını vermek zor değil.
Ama kendinize şunu sormanız da oldukça anlamlı ve önemlidir:
Ben ne olmasını istiyorum? Hayatımın hangi yönünün daha iyi ve güzel olarak gelişmesini istiyorum?
Bunu belirledikten sonra davranışlarınızı gözden geçirmeniz, seçimlerinizi, tercihlerinizi fark etmeniz oldukça önemlidir.
Bu durumda bilinci gelişmiş olan kişilerde sıkça ortaya çıkan davranış şekli: Çözüme giden yolun ne olduğunun bilir, ona uygun davranmadığını da bilir ve kendisine yapıcı bir davranış şeklinin de nasıl olması gerektiğini söyler. Tam burada, erteleme alışkanlığı devreye girer.
Bu alışkanlık içinde yapılması gereken şey sürekli olarak sonraya bırakılır, ertelenir. Burada sizi harekete geçmekten, uygulamaktan alı koyan nedir? Bunu bulmanız gerekecektir.
Muhtemelen bir duygu sizi geride tutuyordur: Korku, endişe, çaresizlik, inançsızlık gibi hisler yaşamınızın iyilik ve güzellik haline geçişinin ele almış olabilir.
Bu duygulara dur demenin zamanı şimdi değil ise ne zaman?
Okumayı unutmayın:
Her yazıdan ilk sizin haberinizin olması için ücretsiz abone olun:
Deniz Can kimdir?
Sitede yayınlanan yazıların yazarı.
Bireysel & İlişki & Aile Danışmanı.
Uzman Sosyolog.
Deniz Can'ın yayınlarını dinleyebileceğiniz platformlar:
YASAL UYARI: Sayfada yer alan sağlık ile ilgili bilgiler yalnızca eğitim amaçlıdır ve bir sağlık uzmanı tarafından uygulanan tıbbi tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır. Bilgilerin okuyucunun durumuna uygunluğunu belirlemek için mutlaka uzmana danışılmalıdır. Bu sitede yer alan yazıların tümü bana ait olup telif hakkı yasası ile korunmaktadır.
Comments